Popüler Yayınlar

15 Mayıs 2011 Pazar

Okumadan yürüme!

Bugün önemli bir gün. Yurdun birçok yerinde sansüre yeltenilmesine karşı bir yürüyüş tertipleniyor. Tarihe not düşülsün: Bugün Türkiye’de büyük bir kalabalık belki de ilk kez şu ya da bu siyasi partinin, ideolojinin taraftarı olma şartı aramaksızın sokağa çıkacak. Katılımcılara dünyanın en güçlü partisinin, yani özgürlüğün taraftarı demek de mümkün. “Bunlar seçim öncesine denk getirilmiş siyasi hareketler” diyenlere verilecek cevap da şu: elbette öyle değil. Ve elbette öyle! Halkı, siyasetçiler birbiriyle didişirken kenarda sessizce çekirdek çitlemek ve seçim yaklaştığı zaman yatağın altına saklanmak zorunda olan bir gerizekalı yığını gibi algılamamaya demokrasi diyorsak, bu eylem genç insanların demokrasi stajı sayılabilir.
Hükümet edenler, her tür kitlesel eylemin birilerinin güdümüne girmesinden endişelenir. Ben iktidar olsam ben de endişelenirdim. Ancak şu iyi bilinmeli ki, sansür karşıtı hareket direkt olarak iktidara yönelmiş bir tepki değil. Bu topraklarda bin yıldır sansürün her türüne talim etmiş, baskının ağababasını yaşamış insanlar tam da daraltılması planlanan internet sayesinde birbirlerinin varlığından haberdar olmaya başlıyorlar. Bu ağın genişlemesine, özgürleşmesine ve nefes almasına hangi iktidar ne kadar önayak olursa, yaptığı seçimlere azıcık saygı bekleyen vatandaşı da o kadar yanına çekecektir.
Bir de mesel anlatayım. Adamın biri demiş ki “Yahu sansür yok, bizi yanlış anladınız.” Hoca yapıştırmış cevabı: “Milletçek sürekli doğru amaç için yanlış şeyi yaparız, bir kere de yanlış amaç için doğru şeyi yapalım”
Bugün idrak edeceğimiz “primum movens” hayırlı olsun.
Eyleme katılacakların ciddi bir çoğunluğu “internet çocuğu”... Onların da büyük kısmı hayatında ilk kez bir eyleme katılıyor. Hayatında ilk kez dışarı çıkan bile var. 30 yıla yakın aktivizm tecrübeme dayanarak bu toy dostlara eylem yapmanın bazı kilit noktalarını anlatmak isterim.

* Dışarıya çıktığınız zaman zayıf sokak kedileri göreceksiniz. Normali budur. Sizinki obez.

* İstanbul’da olanlar Taksim-Tünel arasını yürüyecek. “Çabuk gideriz” diye metroya, tramvaya binmeyin. Bu bir yürüyüş. Kalabalık içinde rahat hissedin. İnsanların birçoğu size benzeyecek. Yürümekte zorlanırsanız önünüzdekini taklit edin.

* “Vay pornocular” diyenlerden sakınmak için “hayatında hiç porno izlememiş insan” ifadesi takınmalısınız. Şöyle : kaşlar hafif kalkık, dudaklar biraz “o”, biraz da “ü” gibi, burun delikleri serbest, bakışlar mağrur!

* Sakince yürürken bir anda bir gürültü patlarsa slogandır o. Paniğe kapılıp “İnternete eee-vet, ikshemstıraa baaa-zeeen, Lio-nel Mes-si” gibi bir şeyler saçmalayabilirsiniz, önemli değil. Doğru kafiyeyi hızla kaparsınız.

* Etrafınızda yüzlerce kumaş pantolonlu ve kahverengi deri montlu insan olacak. Onlar, nasıl desem, devlet memuru. Ellerindeki şey de telsiz. Skype’ın elde taşınanı gibi düşünün.

* Aniden VOHHİNYOOOOEEAAYY diye delişmen bir ses çıkararak üzerinize gelen dev bir araç görürseniz “adam haklı beyler” diyerek en yakın ara sokağa dalın. İnsan insana panzer.

* Böyle haklı bir eylemde, böyle kalabalık bir kitle ile yürümekten dolayı çok duygulanıp gözleriniz dolar da gözyaşlarınız inci tanesi gibi süzülmeye başlarsa hemen kendinize gelin. Oleoresin Capsicum o. Biber gazı.


Aziz Kedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder